Türkçe

düzenle

Söyleniş

düzenle

etmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi eder)

  1. birini bir şeyden mahrum bırakmak
    Çocuğu ebeveyninden ettiler.
  2. bulmak, erişmek
    Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H. Karay
  3. demek, söylemek
    Emrah eder düştüm dile. Bülbül figan eder güle. Erzurumlu Emrah
  4. eşit değer kazanmak
    İki iki daha dört eder.
  5. herhangi bir kıymette olmak
    Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu. Ö. Seyfettin
  6. iyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak
    Ne kadar iyi ettiniz de geldiniz!
  7. kötülükte bulunmak
    Ah iki bardak süt, sen bana neler ettin? S. F. Abasıyanık
  8. küçük veya büyük abdestini yapmak
    Çocuk altına etti.
  9. yapmak
    Şemsi, sıra düştükçe emlâk komisyonculuğu ediyordu. H. Taner

Çekimleme

düzenle

Zıt anlamlılar

düzenle

Alt kavramlar

düzenle

Deyimler

düzenle

Türetilmiş kavramlar

düzenle

Çeviriler

düzenle

Yardımcı eylem

düzenle

etmek

  1. bir işi yapmak

Kaynakça

düzenle

Kumanca

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: et‧mek

etmek

  1. ekmek

Türkmence

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: et‧mek

etmek

  1. etmek, yapmak

Kaynakça

düzenle
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.