İçeriğe atla

kuru

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: kara, kere, kırı, kiri, koro, kürü

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]

Köken 1

[düzenle]

kuru (belirtme hâli kuruyu, çoğulu kurular)

  1. kuru fasulye
Çeviriler
[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

kuru (karşılaştırma daha kuru, üstünlük en kuru)

  1. suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
    Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - H. E. Adıvar
  2. yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan
    Kuru çöl. Kuru tepeler.
  3. daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
    Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar. - R. H. Karay
  4. canlılığını yitirmiş
    Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?" - H. E. Adıvar
  5. salgısı olmayan
    Kuru öksürük. Kuru egzama.
  6. döşenmemiş, çıplak
    Salih Reis, dört kuru duvardan ibaret fukara kapısından gördüğü mavi denize baka baka ölmek istiyordu. - Halikarnas Balıkçısı
  7. katıksız, yanında başka şey olmayan
    Kuru çayla karın doyar mı?
  8. etkisi ve sonucu olmayan
    Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - R. E. Ünaydın
  9. arık, çelimsiz, kaknem, sıska, zayıf
  10. heyecanı, tadı olmayan, tekdüze
    Kuru bir anlatım.
  11. akıcı olmayan, duygudan yoksun
    Kuru bir anlatım.
Deyimler
[düzenle]
Atasözleri
[düzenle]
Çeviriler
[düzenle]

Köken 2

[düzenle]

kur + -u

kuru

  1. kur (ad) sözcüğünün çekimi:
    1. belirtme tekil
    2. üçüncü tekil şahıs iyelik tekil
    3. üçüncü çoğul şahıs iyelik tekil

Kaynakça

[düzenle]

Gagavuzca

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

kuru

  1. kuru

Köken

[düzenle]

Eski Türkçe qur

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Keçuva dili

[düzenle]

kuru

  1. kurt